Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemindeki Değişikliğe İlişkin Açıklama
20 milyonu aşkın öğrenci ve bir milyon civarındaki öğretmen sayısıyla bizatihi büyük bir camia durumundaki eğitim sistemi doğal olarak ülkemizdeki hemen herkesin de ilgili olduğu bir alan niteliğindedir. Aynı zamanda eğitim sistemi, uzun yıllardan bu yana sürekli sistem ya da uygulama değişikliklerinin yaşandığı bir alan olarak tartışmalı bir konu olagelmiştir. Toplumsal, siyasal ve ekonomik dönüşümlerin hız kazandığı, bilgi birikiminin sürekli yenilendiği ve teknolojinin hayatın her aşamasını yoğun bir biçimde etkilediği günümüz dünyasında eğitim sisteminin de bu dönüşümlerden bağımsız düşünülmesi imkânsızlaşmaktadır. Öngörülemeyen bir hızda gerçekleşen değişimlere tutarlı ve kalıcı cevaplar verilmesi de giderek zorlaşmaktadır. Eğitim sisteminde yaşanmakta olan ve süreklilik arz eden değişikliklerin de anılan bu dönüşümlere cevap verebilme çabasının ürünü olduğu söylenebilir. Temel eğitimin ardından ortaöğretime ve akabinde yükseköğretime geçiş sistemi de bu bağlamda kalıcı bir şekilde düzenlenememiş bir niteliktedir.
Öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TEOG sınavının kaldırılmasına ilişkin açıklaması ile birlikte başlayan süreç oldukça olumlu olmuştur ve eğitim sistemi açısından hayırlı sonuçlara yol açabilme imkânı taşımaktadır. Daha ilkokul düzeyinden başlamak üzere öğrencilerin gelecekleri açısından hayati önem taşıyan merkezi testlerde başarılı olabilmek için birer ‘yarış atı’ gibi çalıştırılmaları, testlere ilişkin başarı kaygısının gerek anne-babaları gerek çocukları eğitsel açıdan oldukça zararlı bir telaşın ve tedirginliğin içinde bıraktığı bilinmektedir. Test odaklı başarı anlayışı, okullardaki olağan eğitim süreçlerinin de içinin boşalmasına ve önemsizleşmesine yol açmıştır. Televizyonlarda yayınlanan dizi filmlerde bile yarışmacı TEOG çocukları ve kaygılı TEOG anneleri kavramları gündeme gelmektedir. Çocukların eğitim hayatlarının bir sonraki aşamasına merkezi testlerle karar verilmesinin anılan toplumsal ve psikolojik sonuçlarının yanı sıra eğitimin kendine özgü amaçlarını da aşındırmaktadır. Söz konusu testler, sadece belirli derslere ilişkin bilgi düzeyini belirleyerek öğrencileri sıralamayı hedeflerken temel eğitim ya da ortaöğretim süreci ile hedeflenen bütüncül niteliklerin öğrencilere kazandırılmasını giderek zorlaştırmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın TEOG yerine getirilecek sisteme ilişkin hazırlıkları sürmektedir ve üzerinde çalışılan farklı seçeneklerin söz konusuna olduğuna ilişkin çeşitli açıklamalar yapılmaktadır. Açıklamalardan edinilen izlenim öğrencilerin evlerine en yakın ortaöğretim okuluna gitmesi, fen liseleri ya da bazı seçkin liseler için az sayıda öğrencinin katılacağı sınavların yapılması, liselerin kendi sınavlarını kendilerinin yapması, temel eğitim boyunca okuldaki başarı puanlarının esas alınması gibi ölçütler söz konusu edilmektedir. Görece kalıcı ve tarafları olabildiğince memnun edebilecek ve eğitsel açıdan tutarlı bir sonuca ulaşılabilmesi için sivil toplum örgütlerinin, medyanın, anne-babaların ve akademisyenlerin sürece katkısı sağlaması büyük önem taşımaktadır. MAARİFAN Derneği de bu doğrultuda, TEOG sınavının ve merkezi testlere dayalı eleme sisteminin değiştirilmesini desteklemektedir. Yeni sistemin, eğitim bilimi açısından tutarlı ve kalıcı olabilmesi için koşullara en uygun ancak temel ilkelere dayalı bir biçimde inşa edilmesi gerektiği açıktır. Bu noktada öncelikle temel eğitimden orta öğretime geçiş mekanizmasına yön verecek temel değerlerimizin ve ilkelerimizin ne olduğunu belirleyebilmekte yarar vardır. Aksi takdirde deneyimlenen güncel problemlerin bir kısmını aşmak için yapılacak düzenlemeler bütüncül bir dönüşüm sağlayamadığı için kalıcı olmadığı gibi yeni sorunlara da yol açabilecektir. Bu noktada temel hareket noktamızın, farklı kalite düzeylerindeki liselere yerleştirmek üzere öğrencilerimizi çeşitli yollarla yarıştırmak ve elemek olmamalıdır. Eğitim sisteminin bütüncül gayesi de dikkate alınarak, bütün çocukların sahip oldukları toplumsal, ekonomik vb. dezavantajları aşmalarını, temel eğitim sürecinde yeteneklerini ve ilgili alanlarını keşfederek geliştirmelerini ve yine yetenekleri doğrultusunda en uygun orta öğretim kurumuna gitmelerini sağlamak temel ilke olarak görülmelidir.
Uluslararası Maarif Anneleri Derneği (MAARİFAN)